Mağara adamı Khur, kadını Shun ve çocuklarıyla nehrin kıyısındaki
sarp kayalıklara oyulmuş bir mağarada yaşıyordu. Kendisininki gibi 10-15 mağara
daha vardı. Buralarda da arkadaşları, akrabaları yaşıyordu. Khur,
avlanmaya gider, av sonrası ganimetleri eşine ve çocuklarına pay ederdi. Önceleri
Shun’la birlikte ava çıkarlardı ancak, çocuklar olduktan sonra Shun onların
bakımı ve emniyeti için mağarada kalır oldu.
Shun, kocası ava çıkınca çocukları doğaya hazırlama eğitimlei
için ormana götürür, nisbeten emniyetli yerlerde onlara avlanmayı, vb.
yapmayı öğretirdi. Shun ve Khur’un en büyük sorunları mağaraya gelip
birbirlerini göremeyince yaşanan tedirginlikleriydi. Çoğu zaman Shun mağaraya
geldiğinde Khur’u bulamaz ve acaba kavgada birşey mi oldu, diğer
kabilelerle kavgaya mı gitti, avda mı yada bir vahşi hayvan gelip onu götürdü
mü diye kaygılanırdı.
Uzun bir süredir bu işe
çözüm arayan Khur, yepyeni bir fikirle bu sorunu çözdü; Khur bundan böyle
ava giderken mağaranın girişine bir hayvan başı çizecekti. Böylece Shun
ya da diğerleri mağaraya geldiğinde onun avlanmakta olduğunu bileceklerdi.
Bu basit çözüm çok işe yaradı. Khur ne zaman ava gitse işaretini
çizerek evde olmadığını tüm kabileye bildirebiliyordu. Kısa sürede bu
uygulama tüm kabilede yaygınlaşmaya başladıve herkes tarafından kullanıldı.
Zaman geçtikçe bu işaret
ve sonra
yazının icadıyla A şekline dönüşerek tüm dünyada kullanılmaya başlandı.
Bugün dünyada bu işareti tanımayan yoktur.
A ’nın
öyküsü Khur’un estetik anlayışıyla başlayan bir serüvendir. Bu serüven
Latin alfabesinin kullanımının yaygınlaşmasıyla devam etmiştir. Örneğin
Arap harfleri herkes tarafından kabul görseydi yada Çin harfleri yaygınlaşsaydı
daha az tanınacaktı. Dolayısıyla içinde milletler ve medeniyetler mücadelesinin
bulunduğu bir serüvendir A’nın serüveni. Önceden hiç kimse bu boyutlarını
tahmin edemezdi çünkü pekçok olayın rastlantısal birleşimi bu hikayeyi
yazmıştır.
Belki de Khur bu sorunu çözerken başka bir yerde başka
birisi daha etkin bir yöntemle aynı çözüme ulaşmıştır. Ancak bugün
bizce bilinmezler listesinde. Khur’un yöntemi en etkili yöntem olmamasına
karşın en kalıcı olabilmiştir.
Daktiloların
dünyada yeni yeni yazılmaya başladığı dönemlerde de benzer bir olay yaşanmıştı;
Daktilo satışlarını hızla artacağını
ve bundan iyi para kazanabileceğini düşünen bir girişimci, ilk kez,
daktiloları seri imal etmeyi düşündü. Ancak bir sorun vardı; daktilolar
insanların yazma hızına uyum sağlayamadıklarından sık sık mekanik arızalar
yaratıyorlardı. Bu çok ciddi bir sorundu çünkü, bazı insanlar elleriyle
daktilodan daha hızlı yazabildiklerini ve bu nedenle bu aletlere bu kadar çok
para yatırılmasının anlamsız olduğunu iddia etmeye başlamışlardı.
Tüm bunların karşısında girişimci, basit bir fikirle büyük
bir fırsat yarattı; daktiloların klavyelerini kimsenin alışık olmadığı
şekilde yeniden düzenledi. Yazıcılar alışık olmadıkları bu klavyede hızlı
parmak hareketleri yapamadıkları için mekanik sıkışmalar yaşanmamaya başladı
ve insan daktilo yarışını daktilo kazandı.
Bu fikir girişimciyi zengin etmişti. Yanında sonraki gelişmeleri
de yaratmıştı; yıllar sonra büyük bilgisayar firması klavye düzenlemesi
yaparken dünyadaki en çok kullanılan klavyeye uygun düzenleme yaptı. Bundan
sonra da herkes Q klavye kullanmaya başladı. Artık Türkiye’de hızlı F
klavyecilerin yerini Q klavyeciler almaya başladı. Bu aynı zamanda Türkçe’ye
en uygun klavye araştırmaları ve standartlaştırma çabalarının da sonu
oldu.
Daha sonraki yıllarda aynı
öykü konusunu video kasetler ve rollerini VHS ile BETA olarak değiştirerek
tekrar etti. VHS daha kalitesiz olmasına rağmen BETA’ya
üstünlük sağladı. Şu anda da muhtemelen benzer bir senaryonun herhangi bir
tarafındayız ancak şu an için ne senaryoyu ne de rolleri kestirmek mümkün
değil. Gelecekte de aynı şablon oynanacak ve bu böyle sürüp gidecek.
Oyunları, iskeletleri kalacak şekilde isim, tarih ve
olaylardan arındırırsak temel yapıyı görebiliriz; basit
bir başlangıç, zaman içinde gelişerek kimsenin tahmin edemediği ölçüde
ve genişlikle tüm hayatı etkiliyor.
Bu basit senaryo kendini her alanda tekrar ederek hayatımızı
derinden etkiliyor. O halde bu basitlik içinde bir karmaşıklık ve sonunda da
süreklilik var.
Peki bu entropiyle çelişmiyor mu?
devam
edecek 8-)
|